top of page

Kambiyo Karlarının İstisnasına Yönelik Mevzuata Eleştirel Yaklaşım - I

Güncelleme tarihi: 1 Eki 2024


20/1/2022 tarihli ve 7352 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2nci maddesiyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen, yabancı paralarını ve/veya altın hesabı bakiyelerini Türk lirasına çeviren kurumlar vergisi mükellefleri ile bilanço esasına tabi gelir vergisi mükelleflerinin bu kapsamda açılan vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarından elde edecekleri faiz ve kâr payları ile söz konusu mevduattan 2021/4.dönem elde edilen kambiyo karlarının kurumlar vergisinden istisna edilmesini öngören geçici 14 üncü madde 29.01.2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

 

Kanunda yer alan düzenlemelere ilişkin açıklamalara GİB’in 29.01.2022 tarihinde yayınladığı tebliğ taslağında yer verilmiştir. Tebliğ taslağına ilişkin açıklamalarda düzenlemeye ilişkin çalışmaların devam ettiği, taslakta yer alan konuların geliştirilmesi, değiştirilmesi veya katkıda bulunulmasının beklendiği belirtilmiştir.

 

Yazımız ile; tebliğ taslağının geliştirilmesine yönelik kanaatlerimizin örneklerle açıklanmak suretiyle mükellefler nezdinde gerçekleşecek olası mağduriyetlerin önlenmesi ve vergi idaresi ile vergi mükellefleri arasında hukuki ihtilafların yaşanmaması bakımından taraflara katkı sunulması amaçlanmaktadır. Yazımızda yer alan hususlar ayrıca, Gelir İdaresi yetkilileri ile belirtilen iletişim kanalları vasıtasıyla paylaşılmıştır.


Kanun Metninde Yer Alan Düzenlemenin Vergi Tekniği Yönünden Değerlendirilmesi

 

Kurumlar Vergisi mükellefleri için tanınan istisnaların tamamına yakını, (diğer kanunlarda tanınan istisnalar hariç olmak üzere) Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) 5. Maddesinin 1. Fıkrasının a ila k bentleri arasında düzenlenmiştir. 5. Maddenin 2. Fıkrasında, bu maddede yer alan istisnaların uygulanmasına ilişkin usullerin Maliye Bakanlığınca belirleneceğine işaret edilmiş; 3. Fıkrasında ise Kurumlar Vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin giderlerin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin mümkün olamayacağı belirtilmiştir.

 

Kambiyo kar istisnasına yönelik düzenlemenin KVK 5. Maddenin 1. Fıkrası ile değil Geçici Madde ile yürürlüğe girmesi, KVK 5. Maddede yer alan 2. Ve 3. Fıkralardaki düzenlemelerin Geçici 14. Maddede yer alan istisnalar bakımından bağlayıcı olup olmadığının değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır.

 

KVK 5. Maddenin 2. Fıkrasında yer alan istisnaların uygulanmasına ilişkin usullerin Maliye Bakanlığınca belirlenmesine yönelik düzenleme, yalnızca 5. Maddenin 1. Fıkrasında yer alan istisnalar için söz konusudur. Zira açıkça ‘bu maddede yer alan istisnaların’ ifadesine yer verilmiştir. Geçici 14. Maddede böyle bir hükmün yer almaması, kambiyo karlarının istisnasıyla ile ilgili Maliye Bakanlığının tebliğ yayınlamak suretiyle Kanunun yürütülmesine ilişkin düzenlemeler öngörmesi bu yönüyle eksik kalmaktadır. 

 

KVK 5. Maddenin 3. Fıkrasında yer alan istisnaya konu faaliyetlerden elde edilen zararlar ile kazanca konu giderlerin istisna dışı kazançlardan indirilemeyeceği hükmü ise Kurumlar Vergisinden istisna edilen bütün kazançlarla ilgili olup Geçici 14. Maddeye de şamildir. Ancak, Geçici 14. Maddenin 4. Fıkrasında yer alan “Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.” düzenlemesi, istisna uygulanabilecek dönemlerde doğan zararın gider olarak dikkate alınması ile ilgili herhangi bir tereddüte yer verilmeyecek netliktedir.

 

Son olarak, 2021/4. Dönem kambiyo karlarını ilgilendiren düzenleme, 2021 hesap döneminin kapandığı 31.12.2021 tarihinden sonra yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla mükellefler, 2021 hesap dönemindeki ticari faaliyetleriyle ilgili kararlar alırken bu kararların üzerlerinde hangi vergisel sonuçlar doğuracağını öngörme imkanı bulamamışlardır. Bu yönüyle bakıldığında; belki ayrı bir yazı ile irdelenmesi gerekse de; verginin belirliliği, öngörülebilirliği ve kanunların geriye yürümezliği ilkelerinin ihlal edilmesiyle ilgili de Kanunun kuvvetli zayıflıklar içerdiğini söylemek elzemdir.

 

Tebliğ Taslağında Yer Alan Düzenlemeler

 

Yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisnanın uygulaması ile ilgili olarak tebliğin 40.3.1.1. bölümünde açıklama ve örneklere yer verilmiştir. Söz konusu bölümde yer alan Örnek.2’de yer alan (B) AŞ’nin döviz tevdiat hesap hareketlerini gösteren tablo ve açıklamalar aşağıya alınmıştır.

 

Tarih

Alış tutarı $

Satış tutarı $

Döviz kuru

30.09.2021

800.000

 

8,88

28.10.2021

1.000.000

 

9,48

30.11.2021

1.300.000

 

12,94

20.12.2021

 

1.500.000

17,47

31.12.2021

Değerleme kuru: 12,98



Tarih

TL Değeri

Bakiye TL

Bakiye $

30.09.2021

7.104.000

7.104.000

800.000

28.10.2021

9.480.000

16.584.000

1.800.000

30.11.2021

16.822.000

33.406.000

3.100.000

20.12.2021

-26.205.000

7.201.000

1.600.000

31.12.2021

 

 

1.600.000

 

Tablodan görüldüğü üzere (B) AŞ 2021/4. Çeyrekte edindiği dövizlerden bir bölümünü hesap dönemi kapanmadan 20.12.2021 tarihinde bozdurmuştur. Hesap dönemi kapanmadan bozdurulan bu tutara isabet eden kambiyo karına istinaden istisna hükümlerinden faydalanılamayacağı açıktır. Ancak farklı tarihlerde farklı döviz kurlarından edinilen döviz bakiyesinin bozdurulmasında veya dönem sonu bakiyesinde yer alan dövizlerin kambiyo karlarının hesaplanmasında alış kurlarının nasıl tayin edileceği, bir diğer ifadeyle kar hesaplamasının hangi yöntemle yapılacağı istisna edilecek kazancın hesaplanmasında önem arz etmektedir.

 

İstisnaya Konu Kambiyo Karı Nasıl Hesaplanıyor?

 

Tebliğ taslağının 40.3.1.1. bölümünde yer alan Örnek.2 özelinde baktığımızda; defter değeri 7.201.000,00 TL olan 1.600.000,00 $ dövizi dönem sonu kuru olan 12,98 ile çarptığımızda söz konusu dövizi 20.768.000,00 TL olarak değerlemek gerekmekte ve ilgili dönemde 13.567.000,00 TL kambiyo karı elde edildiği sonucuna ulaşılmaktadır. Fakat bu tutarın ne kadarı istisna kapsamında değerlendirilecek? Birlikte bakalım…

 

Tebliğde yer alan örnekte hesap dönemi kapanmadan bozdurulan tutara isabet eden kambiyo karı ayrıştırılır iken İlk Giren İlk Çıkar (FİFO) andıran bir yöntemle, 2021/4. Çeyrek başlarında daha düşük kur seviyelerinden alınan dövizlerin satıldığı varsayımıyla hareket edilmiştir.

 

Bu yöntem tercih edildiğinde 12.465.000,00 TL istisna dışında kalırken istisna hükümlerinden yalnızca geriye kalan 1.102.000,00 TL faydalanabilmektedir.

 

Fiili durumda mükellefin gerçekten de dönembaşında aldığı dövizleri bozdurması senaryosu gerçek ise hesaplamaya ilişkin bir beis bulunmamaktadır. Ancak, fili durumun tam tersi şekilde olması halinde ise düzenlemenin ciddi mağduriyetler doğuracağı açıktır. Örneğin; sınırlı banka hareketi olan ve çeşitli bankalarla çalışan bir mükellefin, banka dekontları tevsik etmek suretiyle bozdurulan tutarın ne zaman hangi bankadan ve hangi kurdan alındığını ispatlaması durumunda gerçek kazancın dikkate alınması ile ilgili açık kapı bırakılmamıştır.

 

Şüphesiz ki, ticari faaliyetin akışı içerisinde özellikle de dış ticaret faaliyetleri dolayısıyla yoğun döviz giriş çıkışı olan firmalar yönünden, ki bu uygulama en çok onları ilgilendirmektedir, fiili maliyetin hesaplanması bazıları için imkansız olacak bazıları içinse meşakkatli bir emek gerektirecektir. Bu durumda dönemsonu kambiyo varlığının maliyetinin ayrıştırılması yönünden muhasebe sisteminde kullanılan (özellikle üretim firmalarının dönemsonu stoklarının değerlemede sıklıkla tercih ettiği) diğer yöntemlere başvurulabilir.

 

Değerleme Yönteminin Tercihi Mükelleflere Bırakılmalıdır

 

Dönemsonu varlıkların maliyetlerinin hesaplanmasıyla ilgili İlk Giren İlk Çıkar (FİFO), Son Giren İlk Çıkar (LİFO), Ortalama Maliyet ve Ağırlıklı Ortalama Maliyet yöntemleri bulunmakla birlikte genellikle Ağırlıklı Ortalama Maliyet yöntemi tercih edilmektedir. Döviz kurlarının 2021/4. Çeyrek ortalamasında yukarı yönlü bir seyir izlediği dikkate alındığında mükelleflerin istisna hükümlerinden daha az faydalanması sonucunu doğuracak olan (FİFO) yönteminin vergi idaresince tebliğ taslağında tercih edildiği görülmektedir.

 

Oysa hem gerçeğe en yakın değerleri vermesi hem de hesaplamanın daha pratik olduğu Ağırlıklı Ortalama Maliyet yöntemi kullanılması durumunda aşağıda Tarafımızca yapılan detaylı hesaplama tablosundan görüleceği üzere mükellefin faydalanması gereken tutar 3.526.193,55 olarak hesaplanmıştır. Bu durum, tebliğ taslağında hesaplanan 1.102.000,00 TL’ye nazaran mükellefin yaklaşık 3 kat daha fazla tutarda istisnadan faydalanabilmesi anlamına gelmektedir.

 

(A) 30.11 Bakiye $

3.100.000,00

(B) 30.11 Bakiye TL

33.406.000,00

(C ) Ağırlıklı Ort. Kur Maliyeti   [(B) / (A)]

10,78

(D) 20.12 $ Kuru

17,47

(E ) 20.12 Bozdurulan $

1.500.000,00

(F) 20.12 Bozdurulan $ Birim Karlılık   [(D) - (C )]

6,69

(G) 20.12 Bozdurulan $ Toplam Kambiyo Karı (İstisnaya Tabi Olmayan Tutar) [(E ) x (F)]

10.040.806,45

(H) 31.12 $ Kuru

12,98

(I) 31.12 Döviz Bakiyesi ($)

1.600.000,00

(J) 31.12. Değerleme Birim Karlılık [(H) - (C )]

2,20

(K) İstisnadan Faydalanması Gereken Kambiyo Karı [(I) x (J)]

3.526.193,55

(L) Toplam Hesaplanan Kambiyo Karı [(F) + (K)]

13.567.000,00

 

Bu noktada kanaatimiz, özellikle yürütme organı olan vergi idaresine usule ilişkin düzenleme yetkisi verildiğinin yasa koyucu tarafından kanunda belirtilmemesi ve değerleme ile ilgili olarak herhangi bir yöntemi işaret etmemesi hususları göz önüne alındığında, değerleme yönteminin mükellefe bırakılması olacaktır.

 

Böylelikle kendi durumları özelinde gerçeğe en uygun sonucu veren yöntemi seçme opsiyonu tanınması, olası hukuki ihtilafları önlemek bir yana, mükelleflerin kur korumalı mevduata katılımının artırılması bakımından da olumlu olarak yansıyacaktır.



Comments


Güncel yazı, makale ve görüşlerim için sosyal medya hesaplarımı takip edebilirsiniz

  • Twitter
  • Linkedin

İletişim

canersamanci@gmail.com


© Caner SAMANCI 2024

bottom of page