25/03/2021 tarih 2/4336 sayılı ‘torba yasa’ olarak tarif edilen ve çeşitli kanunlarda düzenlemeler içeren kanun teklifinin öngördüğü öne çıkan değişikliklerden biri hekimlerin hastanelerden aldıkları maaşların ‘serbest meslek kazancı’ olarak tarif edilmesidir.
Kanun gerekçesinde; serbest meslek mükellefiyeti bulunan ve ayrı bir muayenehanesi ve organizasyonu bulunmaksızın faaliyetlerini özel sözleşmelere istinaden; özel sağlık kuruluşları ile vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum ve kuruluşlarında yürüten diş hekimleri dahil hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişilerin gelirlerinin ücret olarak mı serbest meslek kazancı olarak mı vergilendirileceği hususunda yaşanan tereddütlerin giderilmesini teminen, bir veya birden fazla özel sağlık kuruluşu ile sözleşme düzenleyerek hekimlik faaliyetini yürüten hekimlerin serbest meslek erbabı olarak kabul edilmesi ve kazançlarının serbest meslek kazancı hükümlerine göre vergilendirilmesinin sağlanmakta olduğu belirtilmiştir.
Ücret hükümlerine göre vergilendirilme usulünün de aynı şekilde vergilendirilmeye devam edileceği de ayrıca belirtilmektedir.
Son yıllarda özel hastaneler tarafından hekimlerin istihdamında sözleşmeyle kendi bünyeleri altında çalışan hekimlere maaş vermektense hekimlerden mükellefiyet tesis ettirilerek her ayın sonunda kendilerine hizmet faturası kesmeleri istenilmektedir. Bu istek, kimi hastanelerce çalışmanın ön koşulu olarak hekimlere sunulmakta olup kabul edilmemesi halinde iş ilişkisi kurulmamaktadır.
Böylelikle hastaneler, hekimlere ödedikleri ücret üzerinden %35’lere varan gelir vergisini ödemek yerine hekimlerin kestikleri serbest makbuzları üzerinden %20 stopaj yapmaktadırlar. Bunun yanında hekimlerin düzenledikleri serbest makbuzları üzerinden %18 KDV’yi de ayrıca indirim konusu yapma imkanı bulmaktadırlar.
Hekimler ise bunun üzerine kendilerine daha az vergi çıkması adına ücretli olarak çalışırken yaptıkları giderlere ilişkin bu defa fiş/fatura toplamak suretiyle katlandıkları kira, otomobil amortismanı, akaryakıt, yeme-içme/gıda dahil harcamalarını bu defa mesleki gider olarak göstererek hem gelir vergisi hem de kdv yönünden üzerlerindeki vergi yükünü azaltmaya çalışmaktadır.
Böylelikle, bir ücretli çalışanın gider kabul edilmeyen ödemeleri ve nihai tüketiciye kalması gereken KDV yükü indirim konusu olmaktadır. Sonucunda da hekimlerin gider göstermek suretiyle ödemediği ve dolayısıyla hazinenin kasasına gitmeyen vergi, dolaylı olarak hastanelere kaynak olarak aktarılmış olmaktadır.
Bunun yanında; hastane ve hekim arasında işçi işveren ilişkisi kurulmadığı için iş hukukundan doğan özlük haklarının tamamından hekimler mahrum kalmaktadırlar. Ayrıca hekimin faaliyetleri ile ilgili yargısal sorumluluğun da aynı şekilde hekime kalması veya hekimle paylaşılması gündeme gelebilecek olması ise başka bir başlık altında incelenmesi gereken özellikli bir konudur.
Son dönemde yapılan vergi incelemeleri bu şekilde çalışan hekimlerin gelirlerinin serbest meslek kazancı değil ücret geliri olduğu belirtilerek hem hekimlere hem de hastanelere vergi tarh edilip cezalar kesilmesi karşısında oluşan defacto durumun yarattığı mevzuatsal kargaşayı ortadan kaldırmak adına kanun koyucunun böyle bir adım attığı düşünülmektedir.
Şu an yürürlükte olan Gelir Vergisi Kanun tekniği yönünden ise bir işverene tabi ve işyerine bağlı olarak çalışanların gelirlerinin ücret sayılması yönünden tereddüt bulunmamaktadır. (GVK Md. 61,62,63) Aynı şekilde 9/6 vardiya sistemiyle hastanenin emir ve talimatları altında çalışan hekimlerin kazançlarının serbest meslek kazancı olmayacağı da açıktır. (GVK Md. 65: “İlmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması” serbest meslek faaliyeti olarak tanımlanmaktadır.)
Kanun teklifi ile Gelir Vergisi kanun tekniği bir kenara koyularak tadadi olarak sayılmak suretiyle hekimlerin gelirleri serbest meslek kazancı sayılmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenlerle Kanun’da yer alan genel tanımlama sonucu vergileri kaynakta kesilen ücretli çalışan gruplarına bu şekilde serbest meslek kazancı olarak vergilendirilme hakkı tanınması; aynı düzeyde gelir elde eden kişiler yönünden farklı vergi yüküne maruz kalma durumu yaratacaktır ki bu vergilendirmede yatay adaletsizlik anlamına gelmektedir.
Öten yandan; tıpkı hekimler gibi mesleklerini kendilerine ait bir işyeri ve organizasyon ile yürütebilmekle birlikte ücretli olarak bir firma bünyesinde de çalışma imkanı olan mimar, mühendis, mali müşavir vb meslek grupları için de vergilemede yatay adaletsizlik ayrıca anlam kazanacak olup bu yönde kamuoyu baskısı oluşturarak benzer kazanımlar elde etmeleri halinde kanunda yer alan genel tanımlamaların hiçbir anlamı kalmayacaktır.
Σχόλια